SAKLI PAY MİRASÇILIĞI ( TENKİS DAVASI NEDİR?

TENKIS DAVALARI

Tenkis Davası  Nedir? ve  Dava Koşulları Nelerdir?

Tenkis davasıyla ilgili hükümler 4721 Sayılı TMK madde 560 ve madde 561'de düzenlenmiştir.

Madde 560-Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır.

Madde 561-Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur. Tenkise tabi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması halinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.

Tenkis, indirme, eksiltme anlamına gelir. Tenkis davası ise, saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarına miras bırakanca dokunulduğunda, miras bırakanın ölümünden sonra gündeme gelir ki, bu halde miras bırakanın tasarruf edebileceği sınırı aşmış olduğu anlaşılır. Çünkü bazı kanuni mirasçıların miras paylarının kanunen belirlenmiş bir kısmına ki bu kısma saklı pay denir, miras bırakanca dokunulmasını kanun yasaklamıştır. Kanunen getirilmiş olan bu yasaklama kendiliğinden bir korumaya yol açmamaktadır. Miras bırakanca yapılan sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruflar ile mirasçıların saklı paylarına dokunulmuşsa, bu tecavüzün giderilmesi ancak tenkis davası açılması veya tenkis def'inin ileri sürülmesi yolları ile olur.

TMK'nin 561. maddesine göre, “Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur. Tenkise tabi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması halinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.”

Düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, söz konusu indirme miras bırakan tarafından ölüme bağlı veya sağlar arası tasarrufla kanuni saklı paylı mirasçıların paylarına dokunulduğu takdirde gündeme gelir. Zira saklı paylar miras bırakanın terekesinden tasarruf edebileceği kısmın sınırını oluşturur. Bu sınır, yani tasarruf edilebilir sınır aşıldığında, aşılan kısmin tenkisi, yani saklı paylı mirasçı lehine eksiltilmesi söz konusu olur. Bu eksiltme ise, TMK'nin 560. ve devamı maddelerinde düzenlenen tenkis davası yolu ile mahkeme tarafından gerçekleştirilir.

TMK’nin 560/1. maddesine göre, “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” Bu fıkradan da anlaşılacağı üzere tenkis, niteliği itibarıyla saklı payın bir yaptırımıdır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında, “Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır.” şeklindeki düzenleme saklı payı ortadan kaldırma amacıyla yapıldığı açık olan tasarrufların tenkisine engel değildir.

Tenkis talebi hakkından ancak miras bırakanın ölümünden sonra feragat edilebilir. Çünkü saklı pay bu olay üzerine doğar.

Ayrıca tenkis talebi mirasçının şahsına bağlı olduğundan başkasına devir ve temlik edilemez.

Tenkis talebinde bulunabilmek için iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar;

a)-Miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir tasarrufla tasarruf sinirini aşmış olması gerekir.

b)-Mirasçının saklı pay hakkını alamamış olması.

Saklı payı zedeleyip zedelemediği mirasın açılması anındaki tereke durumuna göre tespit edilir.

Miras bırakanın sağlar arası işlemi yaparken saklı payı ihlal kastı ile hareket ettiğinin iddia edilebilmesi için işlem tarihinde mutlaka saklı paylı mirasçının bulunması gerekir. Eğer sağlar arası işlem tarihinde miras bırakanın saklı payı mirasçı değilse, miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla hareket ettiği ileri sürülmez.

 Mirasbırakanca tasarruf oranı aşılmış olsa dahi, miras bırakanın temlik dışı terekesinden davacı mirasçıya düşen miras payı ile saklı karşılanıyorsa artık tenkis istenemez, dava yoluyla istenilmişse reddedilir.

Misal , iki çocuğu ve 400.000 TL terekesi bulunan miras bırakan

üçüncü kişiye 280.000 TL tutarında bir kazandırmada bulunmuşsa, yasal

mirasçı ve aynı zamanda saklı paylı mirasçı olan çocukları, miras bırakanın 280.000 TL'lik tasarruf nedeniyle kalan 120.000 TL'sini aralarında 1/2 oranında paylaşırlar. Bu durumda her bir çocuk 60.000'er TL almış olacaktır. Oysa tereke dikkate alındığında, yani miras bırakanca 280.000 TL'lik tasarruf yapılmış olmasaydı her bir çocuğun saklı payı miras payının yarısı olacağından olayımızda 400.000/2=200.000/2= 100.000 TL olup, her bir çocuk 40.000'er TL alamamış olacağından terekeden elde edemedikleri 40.000 TL için ayrı ayrı tasarruf yapılan üçüncü kişiye karşı tenkis davası açarlar.

Ancak bu iki şartın yani tasarruf oranının aşılması ve saklı payın da ihlali şartları birlikte gerçekleşse de, tasarruf oranının aşılması ile saklı payın ihlali arasında bir nedensellik bağı yoksa yine tenkis davasının reddi yoluna gidilir. Yani saklı payın ihlali miras bırakanın tasarruf oranını aşmasından kaynaklanmıyorsa tenkis davası reddedilir.

 Tenkis talebinde bulunabilmek için saklı payı ihlal ettiği iddia edilen tasarrufun hukuken geçerli olması şarttır. Bu nedenle yapılan tasarruf şekle aykırılık, ehliyetsizlik, irade bozukluğu ve muvazaa gibi bir nedenle hukuken geçerli değilse, mirasçılar bu tasarrufun tenkisi yerine butlanını ileri sürerek, tasarruf konusunun tamamının terekeye dâhil edilmesini sağlayabilirler.Yine, mirasçının saklı pay hakkını alamamış olması, miras bırakan tarafından tasarruf özgürlüğünün aşılmasından değil de başka bir sebepten, örneğin üçüncü kişinin veya birlikte mirasçıların tereke içinde bir malı gaspı veya iade etmemelerinden kaynaklanıyorsa, tenkis davası açılamaz. Bu durumlarda paylaşma, alelade veya miras sebebiyle istihkak davalarından biri açılabilir. Ayrıca, bir şekilde saklı payını alan mirasçı, mirabırakan tasarruf oranını aşsa dahi, tenkis talebinde bulunamaz.

Tenkis talebi, saklı payı zedeleyen ölüme bağlı tasarrufların tümü ile aşağıda açıklanacağı üzere bazı şartlar gerçekleştiğinde sağlar arası tasarruflar hakkında ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufların tenkise tabi tutulmaları için tek şart saklı payı zedelemeleridir. Buna karşılık, saklı payı zedelese dahi her sağlar arası tasarruf tenkise tabi tutulmaz. Sağlar arası tasarrufların tenkise tabi tutulmaları için kanunda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerekir.

Tenkis Davasının Hukuki Niteliği Nedir?

Tenkis talebi saklı paylı mirasçıya tanınmış bir yenilik doğuran hak olup, ancak dava yolu ile kullanılabilir. Bu nedenle açılan tenkis davaları ise yenilik doğuran (inşai) nitelikte davalardır. Tenkis davasıyla miras bırakanın yaptığı tasarrufların iptali değil, değiştirilmesi, tasarrufların tasarruf edilebilir kısma çekilmesi amaçlanır. Tenkis davasının kabulü halinde karşı taraf lehine miras bırakanca yapılmış olan tasarruf kısmen veya tamamen hükümsüz olur. Bu nedenle sonucu itibarıyla değiştirici ya da bozucu yenilik doğuran bir etki yaratır.

Bu sonucun yanında davalının elinde bulunan malların iadesi istemi var ise inşai nitelikteki davaya ayrıca eda davası niteliğini de verir.

 Miras bırakanın saklı payı gidermek amacı ile hareket ettiğinin tespitine ilişkin bölüm inşai olup, hâkim kararı ile yeni bir durum meydana gelir. Sakla payın zedelenmesinden ötürü mirasçının mal varlığında (saklı payında) kapsamaktadır.

meydana gelen eksilmenin giderilmesine dair bölüm ise edaya ilişkindir. Bu istemlerin ayrı davalar ile ileri sürülmeleri mümkün olduğu gibi, aynı davada iki ayrı istem olarak da ileri sürülmeleri mümkündür. Hatta Yargıtay, dava dilekçesinde açıkça belirtilmese bile tenkis davasının iki bölümden oluştuğuna ve davada şeyin istendiğine hükmetmiştir.

Ayrıca tenkis davası hukuki niteliği itibarıyla HMK’nin 107. maddesinde düzenlenen bir belirsiz alacak davasıdır. Bu nedenle davacı belirleyebildiği en az miktarı belirterek talep sonucu olarak isteyebilecek, yapılan yargılama sonucu tespit edilen miktara arttırabilecektir.

NOT: Tenkis kararı geçmişe etkili olup, hükümleri mirasın açıldığı tarihe kadar geriye yürür.

Tenkis İstemi Olarak Nitelendirilmesi Gereken Talepler

Miras bırakanca yapılan tasarrufların tenkisi müstakil bir dava ile açıkça istenebileceği gibi, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil veya vasiyetnamenin iptali davalarında terditli olarak da istenebilir.

Bunların haricinde,dava dilekçesinde açıkça tenkis denilmemekle birlikte bu anlamlara gelen ifadelerle de tenkis istenebilir. Zira  HMK'nin 26. maddesine göre hâkim, tarafların talep sonuçları ile bağlı olup; HMK’nin 33. maddesine göre ise, olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hâkime aittir. Yani hâkim, bir davada sadece tarafların ileri sürdüğü maddi olaylar, sonuç ve istemlerle bağlı ise de, tarafların dayandığı kanun hükümleri ve onların nitelendirmeleriyle bağlı değildir. Hâkim, kanunları doğrudan doğruya uygulayarak iddia ve savunmadaki sonuç ve istemleri karara bağlamakla yükümlüdür.

Yargıtay kararlarına göre, davacının dava dilekçesinde “murisin saklı paylarını zedelediği yönlü beyanı”, “vasiyet edilen taşınmazda kendisinin de hakları bulunduğu beyanı”, “vasiyetnamenin saklı payları zedelediği yönlü beyanı” gibi beyanlar tenkis istemi olarak nitelendirilmeli ve bu nitelendirmeye yapılarak, şartları oluşmuşsa tenkise karar verilmelidir.

Kaynakça

KILIÇOĞLU, A., Miras Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara 2015

TEKDOĞAN Aydın, Mirasta Denkleştirme  ve Tenkis Davaları, Seçkin Yayınları, Ankara 2021

 

 

 

 


Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Nusret Çetin' e aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Avukat Nusret Çetin - Sorularınız için: Avukata Sor sayfasını ziyaret ediniz.