T.C.
YARGITAY
4.H.D Esas No: 959 Karar No: 1401 Karar Tarihi: 17.02.2005
Davacı Fatma G. ve diğerleri vekili Avukat Gültekin Özçelik tarafından, davalı Salih Salim G. ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı aleyhine 21.5.2004 gününde verilen dilekçe ile yanlış tedavi nedeniyle desteğin ölümünden kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; idari yargı görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine dair verilen 14.12.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR: 1-Davalı Sağlık Bakanlığına yönelik temyiz itirazları yönünden; Dava, yanlış tedavi nedeniyle desteğin ölümünden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlığın idari nitelikte bulunduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmekle birlikte istem halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesinde hangi işlerin İdari Yargı yerinde bakılacağı belirtildikten başka, aynı yasanın 11. maddesinde idari yargı yerine başvurmanın yöntem ve usulü de hüküm altına alınmıştır. Anılan yasa maddesi gözetildiğinde, mahkemenin istem halinde dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine ilişkin kararın bu maddeye aykırı olduğu açıktır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK.nun 438. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
2- Davalı Salih Selim G.'e yönelik temyiz itirazına gelince;
Davacılar desteğin davalı doktorun tedavi sırasındaki kişisel kusuru sonucu öldüğünü iddia ederek tazminat istemişlerdir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin kişisel kusurlarına dayanılarak açılan davalar, Anayasanın 129/5. maddesi kapsamında düşünülemez. Anılan maddi ve 657 sayılı Kanun 13. maddesinde kamu görevlisinin, yasal çerçeve içinde kalmak koşulu ile yetkisini kullanma durumunda 3. kişilere verilen zararlardan öncelikle idare aleyhine dava açılabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davacılar davalı doktor Salih Selim G.'ün salt kişisel kusuruna dayanmışlardır. Kaldı ki gerçek kişi aleyhine idare mahkemesine dava açılamaz. Şu durumda adli yargının görevli olduğu kabul edilmeli ve işin esasına girilerek desteğin ölümünde davalı doktorun kişisel kusuru olup olmadığı araştırılıp varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Anılan yön gözetilmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasından "dosyanın yargılamanın ifası için görevli Samsun İdare Mahkemesine tarafların istemi halinde gönderilmesine, masraf ve harç hususunun görevli mahkemece nazara alınmasına" sözcük dizilerinin çıkarılmasına, davacıların Sağlık Bakanlığına yönelik öteki itirazlarının reddi ile hükmün Sağlık Bakanlığı yönünden düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA, ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle davalı Salih Selim Gümüş'e yönelik hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4.H.D Esas No: 1529 Karar No: 11279 Karar Tarihi: 07.10.2003
Davacı Leyla vekili avukatı tarafından, davalılar F... Sağlık Tesisleri A.Ş. ve F. T...Çamlıbel aleyhine1.2.2000 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davalı şirket hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.11.2002 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalıF. T...Çamlıbel vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan F. T...'nin temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının temyiz itirazlarına gelince; a ) Davacı hamilelik döneminde davalı Doktor F. T...'nin gözetiminde bulunduğu ve onun önerisi ile diğer davalı şirketin sahibi bulunduğu hastanede sezaryenle doğum yaptığını, ancak doğum sırasında diyatermik makineden kaynaklanan nedenlerle iki ayağının topuklarında derin yanıklar oluştuğunu, tedavisinin uzun sürdüğünü belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkemece davalı şirket hakkındaki davanın, koter aletinde bir bozukluk olmadığı, olaya katılımının ameliyathane ve alet kullandırmaktan ibaret olduğu, adam çalıştıran konumunda olmadığı gerekçesi ile onun yönünden istemin reddine, diğer davalı hakkındaki maddi tazminat isteminin de reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan F, T...tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki kanıtlara ve tarafların açıklamalarına göre, davacı ile davalı F. T... arasında yapılan görüşme sonunda, davacı anılan davanın önerdiği diğer davalı şirkete ait sağlık tesisinde doğum ve tedavi olmayı kabul etmiştir. Sezaryenle doğum davalı F. T...tarafından yapılmıştır. Şu haliyle davacı ile davalı F. T...arasında doğrudan doğruya, sağlık tesisi ile de davalı doktorun vasıtasıyla vekâlet ilişkisi meydana gelmiştir. Burada davacı, davalı şirketin olanaklarını bu bağlamda hizmet, sağlık aletleri gibi olguları gözeterek bu yeri seçmekle ve tesisin de kabul etmesiyle aralarında tarafları bağlayıcı bir hukuki ilişki kurulmuş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla davalı şirket, diğer davalının yapacağı doğum ve tedavinin istenen biçimde sonuçlanacağını bu konudaki tüm olanakları sağlayacağını vekâleten kabul etmektedir. Şu durumda davalı doktorun tedavi hatasından da meydana gelse, zarardan dolayı davalı şirket doktorla birlikte sorumludur. Yerel mahkemece bu yön gözetilmeden davalı F...Sağlık Tesisleri A.Ş. hakkındaki davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
b ) Davacı tedavi gideri ve işten kalma nedeniyle maddi tazminat istemiştir. Yerel mahkemece davacının özel sağlık sigortası bulunduğu gerekçesi ile bu istem reddedilmiştir. Mahkemece davacının ne kadar tedavi gideri yaptığı veya yapması gerektiği, işten kalma zararının ne olduğu, bu gider ve zararların ne kadarının sigortaca karşılandığı araştırılıp incelenmeden yetersiz gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddedilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2/a ve b ) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA ), davalı F. T... temyiz itirazlarının ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı vekili için takdir olunan 275.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin yükletilmesine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 7.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. H.D Esas No: 2333 Karar No: 6348 Karar Tarihi: 22.05.2003
Davacılar, davalılardan Erkin Ö.'e ait özel doktor muayenehanesinde küçük kızlarına diğer davalı tarafından iğne yapıldığını yapılan enjeksiyon nedeniyle bacakta fonksiyon kaybı olduğunu, uzun süre tedavi yaptırdıklarını, sakat kalacak diye korktuklarını ileri sürerek 253.725.000 Tl. maddi 2.000.000.000 Tl. manevi tazminatın faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Hediye A. yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalılardan Doktor Erkin Ö.'e ait muayenehanede diğer davalının hemşire olarak çalıştığı uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar kanunu 100 madde uyarınca bir borcun ifasını veya bir borçtan mütevellit bir hakkın kullanılmasını kendisi ile beraber yaşayan şahıslara veya maiyetinde çalışanlara ve de kanuna muvafık surette tevdi eden kimse bunların işlerini icra esnasında ika ettikleri zarardan dolayı diğer tarafa karşı mesuldür. Davalı doktor yardımcı kişinin fiilinden davacılara karşı sorumludur. Aynı maddenin 2. fıkrasına uygun şekilde sorumluluğu bertaraf edici bir anlaşma olduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. Mahkemece, davalı Etkin Ö. hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi