AİHM’İN YASİN ÖZDEMİR/TÜRKİYE KARARI
Mahkeme aşağıdaki noktalara dikkat çekmiştir:
Başvurucunun yorumları belirli hassas konularda kamuoyunda yapılan tartışmalar çerçevesinde ifade edilen görüşleri içermektedir (17 ve 25 Aralık 2013’te yolsuzluk iddialarına yönelik başlatılan adli soruşturmaların temelindeki olaylara ilişkin bakış açısı, siyasi otoriteler tarafından muhalefete karşı yürütülen politikaların eleştirisi ve siyasi otoriteler ile silahlı İslamcı bir örgüt arasındaki iddia edilen ilişkilere yönelik eleştirisi). Bu görüşler insanları şiddete veya isyana teşvik etmemiştir.
Söz konusu zamanda, Gülenci hareketin hiçbir üyesi,
yasadışı örgüt veya terör örgütü lideri veya üyesi hakkında nihai bir mahkumiyet kararı bulunmamaktadır.
Karardan anlaşılacağı üzere , TCK215(1) maddesi, diğerlerinin yanı sıra, suç veya suçluları övdüğü düşünülen yorumların cezalandırılmasını, bu yorumların kamu düzeni için açık ve mevcut bir tehlikeye yol açması koşuluna bağlı kılmıştır. Başvurucuyu mahkum eden ceza mahkemesi, başvurucunun yorumlarını yayınlamasından yani Nisan 2015’ ten çok sonra, Temmuz 2016’da gerçekleşen başarısız askeri darbenin böyle bir tehlike oluşturduğunu değerlendirmiştir.
AİHM’in Yasin Özdemir kararındaki tespitlerinin benzer nitelikteki sayısız yargılama için yol gösterici olduğu hususu şüpheden ıraktır.
AİHM'in işbu emsal kararından şunu anlıyoruz. Somut ve şüpheden arınık delilleriyle bir örgütle arasındaki bağ ispatlanmayan, cebir-şiddet içeren eylemi bulunmayan ya da darbe teşebbüsüyle ilişkilendirilmeden bir kişinin AİHS’te korunan yasal ve rutin faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanması ve cezalandırılması mümkün değildir. Dahası kişilerin cezalandırılabilmeleri için işbu faaliyetlerin örgütsel olduğuyla ilgili verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmalıdır. İlla da bir milat dikkate alınacak ise bu milat ancak 26/9/2017 olabilir. Zira bahse konu cemaatin terör örgütü olduğuna dair yüksek mahkeme kararı ancak bu tarihte kesinleşmiştir.