T.C.
YARGITAY
16. CEZA DAİRESİ
E. 2018/103
K. 2018/474
T. 15.2.2018
DAVA : Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
KARAR : Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Ayrıntıları Dairemizin 2015/3 E. sayılı kararında ve dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna dair yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28, Özgenç Genel Hükümler syf.280)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 E.sy.kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan ve fakat örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan sanığın, Burdur İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde veteriner hekim olarak görev yaptığı dönemde, “örgütle bağlantılı sendikaya örgütsel bir talimat olmadan üye olmak, çocuğunu örgüte müzahir olması sebebiyle kapatılan Özel … isimli okula göndermek, yine dosya içerisinde bulunan 28.05.2015 tarihli Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun mali tespit raporu dikkate alındığında örgüt liderinin talimatıyla ilişkilendirilemeyen 02/04/2015 tarihinde Bankasya isimli bankaya hesap açarak 150.-TL para yatırmaktan” ibaret eylemlerinin, sanığın konumu, örgütle iltisaklı olmayan İHH derneğine her ay düzenli bağışta bulunduğunun belirlenmesi karşısında dosyaya yansıyan kişisel özellikleri ve hükme esas alınan savunması nazara alındığında sempati boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında kabül edilemeyeceği gibi terör örgütüne yardım etme olarak da değerlendirilemeyeceği gözetilmeden atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 15.02.2018 tarihinde üye …’ın eylemin örgüte yardım suçunu oluşturacağı yönünde, üye …’ın ise kararın onanması gerektiği yönündeki muhalefetleri ve oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluğun sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine yönelik bozma düşüncesine bozmanın gerekçesi yönünden iştirak etmek mümkün olmamıştır.
Öncelikle mevzuatımızda ve Yargıtay içtihatlarında silahlı örgüte üye olmak ve silahlı örgüte bilerek isteyerek yardım suçları hakkında kısa açıklamaya yer verilmesi bozma ve karşı oy yazıları sebebiyle gerekli olmakla:
Silahlı örgüte üye olmak, 314/1. fıkrada nitelikleri belirtilen örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüte katılmakla kişi, örgüt üyeliğini kabul etmiş sayılmaktadır. Örgüt üyeliğinin gerçekleşmesi, örgüte katılma iradesinin herhangi bir somut davranışla ortaya konulması ve bu iradenin devamlı katılmaya yönelik olması gerekir. Örgüte katılanların, örgütün gayesini bilerek ve benimseyerek bu örgüte girmiş olmaları gerekir. Örgüt üyesi sayılabilmesi için failin, 314/1. fıkrada belirtilen örgütü kuran veya yöneten sıfatının bulunmaması, yani örgüte sonradan girmiş, sevk ve yönetime dahil olmamış bulunması gerekir. Örgüt üyeliği suçu temadi eden bir suçtur.
Terör örgütlerinin yapılanması genelde farklıdır. Kimi terör örgütleri tim sistemini, kimi terör örgütleri ise hücre tipi yapılanmayı benimsediklerinden örgüt üyeliğinin her terör örgütünün yapısına göre ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda örgüt üyeliğinin her olayda ayrı tartışılarak failin terör örgütüne katılma iradesinin bulunup bulunmadığının saptanması, bu irade var ise örgütün hiyerarşik yapısına dahil olunan noktada suçun oluştuğunun kabul edilmesi gerekir. TCK’nın 220. maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere, örgüte üye olmak fiili bir katılma olup, örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek olmayıp, tek taraflı iradeyle bile örgüte katılmak mümkündür. Bu sebeple örgüt üyeliği suçunun oluşumunda temel ölçü, kişinin rızasıyla örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmasıdır. Örgütle organik bağ kurup örgütsel faaliyet yürüttüğü tespit edilemeyen failin örgüt üyesi olarak kabulü mümkün değildir.
Örgüt üyesi olmak; örgütün amacını bilerek ve bu amacı benimseyerek örgüte girmektir.
Terör örgütüne yardım suçu ise; Örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, eylemini ifade eder.
Silahlı örgütler söz konusu olduğunda yardım suçu üçlü bir ayrımla karşımıza çıkmaktadır. Birincisi 220/7 maddedeki sayısız şekilde ve nitelikte yapılabilecek yardım hali, ikincisi de yardım etme suçunun özel bir hali olan 315. maddedeki silah sağlama şeklindeki yardım, üçüncüsü ise terör örgütüne maddi destek sağlamak niteliğindeki terörün finansmanıdır. Sadece sağlanan yardımın niteliği itibarıyla suçlar bir birinden farklı olmakla beraber diğer tüm unsurlar aynıdır.
Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek bu suçun maddi unsurunu oluşturur. Silah sağlama ve fon sağlama dışındaki tüm yardımlar bu kapsamdadır. Yardım; evinde yemek yedirme, yol gösterme, bilgi vermeden barınma yeri sağlama şekilde olabilir. Madde kapsamına girmeyen yardım şekli silah ve fon sağlamadır. Özel bir yardım türü olan silah sağlama suçu TCK’nın 315. maddesinde düzenlenmiştir. Kişi silah sağlayarak örgüte yardım ediyorsa artık TCK’nın 220/7’nci maddesi gereğince değil TCK 315. maddesine göre cezalandırılacaktır. Terör örgütüne fon sağlayan kişi ise 6415 Sayılı Kanun’un 4. maddesine göre cezalandırılacaktır.
Bu suçun meydana gelebilmesinin ön koşulu yardımın örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmadan yapılmasıdır. Örgütle organik bir bağ içerisinde hiyerarşik yapıya dahil olarak yardım fiili gerçekleştiriliyorsa oluşan suç örgüte yardım suçu değil örgüt üyeliği suçudur. Yine yardım fiilinin suç teşkil etmemesi gerekir. Yardım fiili suç teşkil ediyorsa örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan söz edilecektir.
Örgüte bir kere dahi bilerek yardım edilmesiyle suç oluşur. Failin örgüte yardım kastıyla hareket etmesi yeterlidir. Saik önemli olmayıp, örgüte yardım fiilinin bulunması yeterlidir
Yine kişinin örgüte kesintisiz, sürekli, uzun zaman devam eden, çeşitlilik gösteren bir yardımı olmuş ve bu eylemleri belli bir yoğunluğa ulaşmışsa bu husus o kişinin örgütle organik bağ içerinde olduğuna karine kabul edilir ve örgüt üyesi olarak cezalandırılır.
Somut olayda İl Tarım Müdürlüğünde veteriner olarak görevli olan ve örgütle iltisakı sebebiyle 672 Sayılı KHK ile görevinden ihraç edilen sanığın, iddia ve kabul edilen dosya kapsamı ile sübuta eren eylemlerinin 2015-2016 yıllarında FETÖ/PDY ile iltisaklı okula kızının kaydını yaptırması, 2015 yılı Eylül ve Ekim aylarında zaman gazetesine abone olması, evindeki aramada 2 adet Sızıntı ve 3 adet Yeni Bahar dergisinin bulunması ve Bankasya’ya 02.04.2015 tarihinde hesap açarak Halk Bankasından bu hesaba 150 TL EFT yapması ve Ufuk Tarım-sen sendikasına Mart 2015 tarihinde üye olmak olarak kabul edilmiş olması karşısında; eylem ve faaliyetlerinin yoğunlaştığı süre ve kabul edilen eylem ve faaliyetlerin niteliği dikkate alındığında örgüt hiyerarşisi içinde silahlı örgüt üyesi olduğu kabulü için yeterli bulunmuyor ise de; özellikle Dairemizin Bankasya’ya örgüt ele başının çağrısından sonra hesap açma ve mevduat yatırma eyleminin örgüte yardım suçunu oluşturduğu yönünde istikrarlı içtihatları ve FETÖ/PDY örgütünün illegal yapı olarak Şubat 2014 tarihinde MGK kararı olarak ilanından sonra gerçekleşmiş olması nazara alındığında sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden Dairemizin yerleşik içtihatları ile çelişki yaratacak biçimde sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine dair sayın çoğunluğun düşüncesine iştirak edilmemiştir.
KARŞI OY:
Oluşa, dosya içeriğine ve karar gerekçesine göre İl Tarım Müdürlüğünde Veteriner olarak görev yapan sanığın, uzun yıllardır varlığını sürdürüp Devlet kadrolarını ele geçirmeyi hedefleyen silahlı terör örgütünün varlığının ve faaliyetlerinin deşifre olmasıyla birlikte Anayasal düzene yönelik doğrudan Devleti hedef alan amacının ortaya çıktığı tarihten sonra dahi önündeki tarihlerde yapılacak genel seçimleri de önemseyerek, açıkça örgütün varlığını ve ideolojisini benimseyerek, örgütün içinde yer alır şekilde 2015 yılından sonra da örgütsel faaliyetlerini artırarak devam ettirdiği sabittir. Örgüte iltisaklı olduğu için kapatılan Sendika üyeliği, örgüte ait olduğu anlaşılan basın yayın organlarına abonelik, çocuklarını örgüt okullarında okutma ve örgüt liderinin talimatıyla örgütle bağlantılı bankada hesap açıp, parasal işlemler yürütmek, örgüte ait olduğu bilinen Derneklere bağış yapmak ve bulunduğu ortamlarda bu durumunu sergilemek suretiyle açıkça örgütün etkin varlığını sürdürmesi için yakalandığı tarihe kadar çaba harcayan sanığın bulunduğu konumuyla orantılı şekilde çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren hareketleriyle silahlı örgüt üyeliği suçunu işlediğinin kabulüyle bu yönde verilen mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun sübutun bulunmadığına ilişen bozma düşüncesine katılmıyorum.